Neşeli Günler
Toplum olarak hafızamızın çok kuvvetli olduğunu söylemek pek doğru olmaz. Fakat ortak hafızamızda öyle öğeler vardır ki nesilden nesile aktarılır. Ortak hafızamızın en çok beslendiği alan ‘Yeşilçam’dır.
Hababam Sınıfı, Neşeli Günler, Tosun Paşa, Süt Kardeşler Selvi Boylum Al Yazmalım, Kezban Pariste, Züğürt Ağa, Vizontele. Bunlar bir çırpıda aklıma gelen filmler, bu filmlerdeki karakterleri, onların söyledikleri sözleri günlük hayatımızda kullandığımız sıfatlara, tanımlara ve esprilere çevirmişizdir.
Saf ve komik olduğunu düşündüğümüz kişilere kadın erkek ayırt etmeksizin İnek Şaban, Salako deriz, kimse darılıp gücenmez
Şık olduğunu düşünüp alakasız parçaları kombinleyenlere ‘Kezban Parist’e deriz.
Ben Karı İstiyem derken kulağımızın arkasına iki kere vuruz ve güleriz.
Sevgi Neydi diye sorarız, Sevgi Emekti der hüzünleniriz.
Gazoz ısmarlamak sanıldığı kadar masum bir şey değildir.
Zeki Müren’de Bizi Görecek mi derken konu her neyse ona inanmadığımıza ve dalga geçtiğimize bahse girebilirim.
Yıl 2021 ve hala en iyi turşunun limonlu mu, sirkeli mi olduğunu tartışır dururuz.
Bu gün ki yazı konumuz Neşeli Günler filmi, benim için Türk sinema tarihinin en sevilen filmidir. Usta senarist Sadık Şendilin kaleminden çıkan ve 1978 yılında yönetmen Orhan Aksoy tarafından çekilen filmin müzikleri deha müzisyen Melih Kibar’a ait. Yavaş temposuyla hüzünlendiren, hızlı temposuyla neşelendiren bu şahane beste filmin en önemli öğesidir.
Ve tabii oyuncular, neredeyse aynı rollerde defalarca gördüğümüz ve asla bıkmadığımız Adile Naşit, Munir Özkul, Şener Şen, Mürrüvet Sim ve Ayşen Gruda
Neşeli Günlerin konusunu kısaca bir hatırlayalım; turşuculukla geçimlerini sağlayan karı koca altı çocuğu ile mutlu mesut yaşarlarken ‘Limoooon’ yok ‘Sirkeeee’ diyerek turşunun nasıl yapılacağına dair bir tartışma başlar ve mutlu aile paramparça olur. Taraflar çocukları üçer, üçer paylaşarak ayrılırlar. Yıllarca birbirlerini arayıp sormazlar, mucizevî bir tesadüf çocukları bir araya getirir ve bu tesadüf sürprizlere gebedir…
Geçtiğimiz hafta Neşeli Günleri tekrar izledim, amacım hafızayı tazelemek ve akabinde turşu üzerine bir yazı yazmaktı. Saadet hanımın çocuklarıyla yıllar sonra bir araya geldikleri sahnede yavrularımı yemek yedirmeden bırakmam hem mantı yaptım der ve sofraya geçerler mantıdan sonra anne sofraya aşure getirir. İşte bu noktada sizlere annemden öğrendiğim, tadına bakan hemen herkesin çok beğendiği bizim aşuremizin tarifini vereceğim.
AŞURE( 6 Porsiyon)
1 Su Bardağı Nohut
1 Su Bardağı Kurufasulye
2,5 Su Bardağı Buğday
1 Kahve Fincanı Pirinç
4 Su Bardağı Toz Şeker
1 Paket Vanilya
2 adet Çubuk Tarçın
150 gr Kayısı
150 gr Kuru Üzüm
100 gr Kuru İri Üzüm
1 adet Portakal (irice)
1 adet Elma (kırmızı, tatlı)
Süslemek İçin
1 paket Kuş Üzümü
1 adet Nar
200 gr Ceviz
Yapılışı:
Nohut, buğday ve kuru fasulyeyi bir gece önceden ıslatın, kayısı ve üzümleri pişirmeye başlamadan bir saat önce suya koyarak ıslatın. Bakliyatları tuz koymadan üstlerini aşacak şekilde su koyarak, ayrı ayrı haşlayın. Buğdayı yaklaşık 10-12 bardak su ile haşlayın. Buğdayın tüm nişastası çıkıncaya kadar kaynatın, kaynama esnasında oluşan köpükleri bir kaşık yardımı ile alın. Nohut ve kuru fasulyenin çok yumuşamaması gerekiyor buna dikkat edin. Ben kaynatma işleminde zaman ve enerji tasarrufu için düdüklü tencereyi tercih ediyorum, sizlere de tavsiye ederim.
Buğdayın kıvamı özlü bir hal alınca haşladığınız nohut ve kuru fasulyeleri ekleyin. Bu arada pirincinizi sıcak suda yıkayın ve ayrı bir kapta haşlayın.
Tencerenizdeki karışım çok koyu ise yavaş yavaş sıcak su ekleyebilirsiniz. Bu koyuluk meyveleri ve şekeri eklediğimizde kaybolacaktır. Kaynayan karşışıma yıkayıp süzdüğünüz tarçın çubukları, kayısı ve üzümleri ekleyerek karıştırın. Kayısıları dört parçaya bölerseniz yemesi daha kolay olur. Ben incir tercih etmiyorum ama siz dilerseniz aşurenize kuru incirde koyabilirsiniz.
Tüm malzemeler tencerenizde kaynarken haşlanmış pirinç ve şekeri yavaş yavaş ekleyin. Bu esnada şeker kontrolü yapabilirsiniz. Tencereniz kaynarken sürekli karıştırmayı ihmal etmeyin, aksi takdirde tencerenizin dibi tutabilir.
Elmanın kabuklarını soyun çekirdeklerini temizleyin, minik zar boyutunda doğrayın ve karışıma ekleyin. Portakalı kesmeden önce çeyreği kadarlık bir kısmının kabuğunu rendeleyin ve karışıma ekleyin. Sonra portakalı hiç beyaz kısmı kalmayacak şekilde soyun, minik parçalar halinde doğrayıp şekerli karışıma 1 paket vanilya ile ekleyip karıştırmaya devam edin. Kuş Üzümlerini bir kapta haşlayın süzün. Yoğun ama akışkan bir karışım olduğunda aşureniz pişmiş demektir. Bu süreç tencereye ilk malzemeyi koyduğunuz andan itibaren yaklaşık 60-80 dakika kadar sürer.
Pişen aşurenizi tencerede soğutmadan servis kaplarına alın, soğuyunca üzerlerine ayıklanmış nar, kuş üzümü ve az dövülmüş cevizle süsleyin.
Afiyet olsun, iyi seyirler…
Çok beğendim. Keyifle okudum. Ne güzel bir fikir sinemayı yemekle harmanlamak. 🤗
Çok teşekkür ederim, beğendiğinize sevindim.
Nostaljik, keyifli ve afiyetli olmuş. Önce kalemine, sonra yüreğine ve en sonunda da aşure için ellerine sağlık SİNE/SALİ-MAMA
Çok teşekkürler, afiyetle okuyumaya devam edin lütfen, devamı geliyor.
Ne keyifli bir yazı olmuş. Kalemine sağlık 💞
Çok teşekkür ederim. Devamı geliyor
takipte kalın
Harika, farklı ve anlamlı bir anlatım.. Akıcı ve keyifli. Devamını bekliyoruz
Çok teşekkür ederim, Yorumunuz çok kıymetli, devamı geliyor, takipte kalın.
Tebrikler Canım👏 merakla bekliycem tarif ve yorumlarını😊
Çok teşekkür ederim.
Yüreğimize dokunan, hangi ruh halinde olursak olalım mutlu olmamızı sağlayan filmler ve sofralarımızın bir tabak daha mı yesem diye düşündüren lezzeti aşure ellerinize sağlık 🙏
Sevgili Derya ne güzel özetlemişsin, yorumların çok değerli, teşekkür ederim.
Selma başarılı bir çalışma olmuş iki konu arasında geçiş ustaca…
Zor bir çalışma seni bekliyor kalemine kuvvet
Not: aşureyi tarifine rağmen yapmam mümkün değil ama yapılanı afiyetle yerim
Tunç Bey çok teşekkürler, umarım en kısa sürede aşuremizi size tattırma şansımız olur.
Harika bi yazı olmuş 👏 eski filmler bi başka güzel cok güzel anlatmışsın ablacim👏👏
Bu arada annenin aşuresinin tadını bilenlerdenim inşallah en kısa zamanda yemek dileğiyle 🤗
Sevgili Saime, umarım en kısa sürede biraraya gelir eski günlerde ki gibi sofralarda buluşuruz.
Süper tarif👍🏻. Hiç ömrümde aşure yapmaya kalkışmadım, anneciğim kız evladı olduğu için her sene yapar. Ama bu tarifle deneyebileceğimi düşünüyorum 😃 Teşekkürler 🙏🏻
Sevgili Oya, anne aşuresi gibisi olmaz ama kendi ellerinle yaptığın aşure de bir başka olur. İk denemenin sonuçlarını heyecanla bekliyorum.
Filmleri tekrar tekrar seyredip hafızaya kaydettiğim için yazıyı okurken sahneler gözümün önünden hızlıca geçti. Tosun Paşa filminin efsane repliğinden ‘Leyla sev beni sokma müşküle, gel kaşık atalım iki tabak keşküle’ keşkül tarifini de bekliyoruz.
Sevgili Toker, harika bir yazı konuşu verdin çok teşekkür ederim. Devamı geliyor, takipte kalın.
Güzel sinema yazısının yanında Güzel Aşure tarifi elinize ve kaleminize sağlık